masallar masallar

Istanbul, Türkiye
En büyük şansımdı belki de henüz kirlenmemiş bir sahil kentinde doğup büyümek. sanayisi vardı, havası kirliydi, denizi kirliydi ama bunlara inat insanları hala temizdi. Kendilerine has bir şekilde konuşur, oralı olmakla gurur duyar, tüm büyük şehirlere kafa tutarlardı.Onların içinde büyüdüm işte ben... Ama "biz büyüdük ve kirlendi dünya"...benim şehrim kirlenirken ben onu geride bırakıp büyük şehirlere, hayallerime doğru yola çıktım.çok çalışmadan ulaştığım başarılarımın tadını çıkarmaya başladım. okudum, gezdim, eğlendim... sonra o da kesmedi, daha çok okumak daha çok çalışmak, daha çok gezmek eğlenmek için daha büyük bir şehre geldim. ve orda soluklanıyorum artık. ya da daha çok yoruluyorum bilmiyorum. Belki yarın daha büyük bir şehir bulur oraya çeviririm pusulamı. Hiç bir yere ait hissetmiyorum kendimi. Neresi sıla bize, neresi gurbet...

8 Ekim 2010 Cuma

yağmur sen de vurup durma şu cama!

aniden gelen bu soğuk havaları ve yağmuru sevmiyorum! durun bir dakika sanırım yalan söyledim. aslında seviyorum. ama evimde battaniyenin altında,elimde kahvem,yanımda sevgilimle film izlerken seviyorum. işe gelirken, istanbul trafiğine karışırken kesinlikle değil...kışlık boğazlı kazaklar, ağır botlar, eldivenler,atkılar...yok yok hiç bana göre değil. ben daha çok kısa eteklerin, askılı atletlerin,parmak arası sandaletlerin insanıyım. ama bunlar için daha çok vakit var sanırım.

Ama bugun cuma! günlerin en güzeli..en umut vereni...2 gün dolu dolu sevgiliyi görmek var, sinemaya gitmek, arkadaşlarla eğlenmek, bol bol yemek içmek, evle ilgilenmek var...çalışmak yok! olleyyy!!!