masallar masallar

Istanbul, Türkiye
En büyük şansımdı belki de henüz kirlenmemiş bir sahil kentinde doğup büyümek. sanayisi vardı, havası kirliydi, denizi kirliydi ama bunlara inat insanları hala temizdi. Kendilerine has bir şekilde konuşur, oralı olmakla gurur duyar, tüm büyük şehirlere kafa tutarlardı.Onların içinde büyüdüm işte ben... Ama "biz büyüdük ve kirlendi dünya"...benim şehrim kirlenirken ben onu geride bırakıp büyük şehirlere, hayallerime doğru yola çıktım.çok çalışmadan ulaştığım başarılarımın tadını çıkarmaya başladım. okudum, gezdim, eğlendim... sonra o da kesmedi, daha çok okumak daha çok çalışmak, daha çok gezmek eğlenmek için daha büyük bir şehre geldim. ve orda soluklanıyorum artık. ya da daha çok yoruluyorum bilmiyorum. Belki yarın daha büyük bir şehir bulur oraya çeviririm pusulamı. Hiç bir yere ait hissetmiyorum kendimi. Neresi sıla bize, neresi gurbet...

2 Şubat 2010 Salı

bu aralar kar var istanbul'da



bir kere daha haklı çıktı meteoroloji uzmanları. kar istanbulluları iş çıkışında yakaladı. önceki gun ana haber bültenlerinde duyduğumuz bu süslü cümleyi, iş çıkışında sokaklarda dolmuş, otobüs, taksi bekleyen insanları gördükçe içimden tekrarladım defalarca. ben uzun bir bekleyişin sonunda bir taksi bulabilmiş şanslı azınlıktandım. ama beni asıl sevindiren taksi bulmak değil taksi kuyruğunda gördüğüm iyiniyetti. kocaman siyah bir şemsiyenin altında bana sığınma sağlayan hayatımda ilk kez gördüğüm süslü ve kocaman marka çantalı kız; beni hem şaşırttı hem utandırdı. evet şiddetli tipide o şemsiye hiç bir işe yaramadı, evet iç çamaşırlarım dahil herşeyim sırılsıklamdı. ama kocaman çantalı parlak dudaklı kız "gel sığın, bu şemsiye ikimize de yeter" dedi.ne garip! bu küçük iyi niyet gösterisine bile hayretler içinde kalır olduk.

Hiç yorum yok: